Karbon Ayak İzi, Yeşil Mutabakat ve Gıda Endüstrisi

Gıda Endüstrisi, Karbon Ayak İzi ve Yeşil Mutabakat

Yeşil mutabakat (Green Deal), tüm kaynakların etkin bir şekilde kullanılabilmesi ve her anlamda sürdürülebilir bir Dünya sağlanması için geliştirilmiş ve kabul edilmiş uluslararası bir eylem planıdır.

Konu ile ilgili daha detaylı bilgi için “Yeşil Mutabakat Nedir? Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konuları Nelerdir?” başlıklı yazımızı okumanızı öneririz.

Karbon ayak izi, iklim değişimi ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat Uyum Kapsamı ile yaşantımıza giren bir terimdir. Karbon ayak izi iki temel kısımdan oluşmaktadır. Birincil ayak izi evsel enerji tüketimi ve ulaşım dahil olmak üzere fosil yakıtların kullanımı sonucu ortaya çıkan sera gazı salınım miktarını ifade etmektedir. İkincil karbon ayak izi ise, kullandığımız gıda ve gıda dışı tüm ürünlerin yaşam döngüsü boyunca neden oldukları toplam sera gazı üretim miktarını ifade etmektedir.

Yeşil mutabakat karbon ayak izini düşürmeyi amaçlamaktadır.
Yeşil mutabakat karbon ayak izini düşürmeyi amaçlamaktadır.

Gıda Endüstrisi ve Karbon Ayak İzi

Gıda açısından değerlendirdiğimizde ise bir gıdanın üretiminden tüketimine hatta o gıdanın tüketilmeden atılması durumunda tüm yaşam döngüsü boyunca ortaya çıkardığı karbondioksit miktarını ifade etmektedir. Bu durumda gıdaların besleyici ve fonksiyonel özellikleri yanında son zamanlarda çevreye etkisinin de düşük olması da önem taşımaktadır.

American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre çeşitli gıdaların genel karbon ayak izini hesaplamak için yeni bir model geliştirilmiştir. Bu model, 100 kcal hedef besin enerjisinin alınması için o gıdanın ortaya çıkardığı karbon izinin takibini temel almaktadır. Modele göre ekmek, süt ürünleri, et ürünleri, yumurta, dondurulmuş veya işlenmiş çeşitli sebze ve meyve ürünleri değerlendirilmiştir.

Araştırma sonucuna göre, 100 kcal enerji sağlanması için ekmek tüketiminin yalnızca 50 g CO2 salınımı yaptığı belirlenmiştir. Bu değer süt için 351 g, yumurta için 440 g ve konserve veya dondurulmuş sebze için ise 787 g olarak hesaplanmıştır. Görüldüğü üzere ekmek en temel ve en ucuz günlük gıda kaynaklarımızdan birisi olmasının yanında çevre kirliliği açısından göz önünde bulundurulduğunda ise en az zararlı kaynağı oluşturmaktadır.

Çeşitli gıda türlerinin çevresel sürdürülebilirlik ölçütleri, ekosistemin korunmasının yanı sıra toprak, su ve enerji kaynaklarının kullanımını da içermektedir. Genel olarak, her bir gıdanın etkisi, gıdaların yaşam döngüsü boyunca tahmini sera gazı emisyonuna yani karbondioksit salınımı kapasitesine dayanmaktadır. Gıda üretim proseslerinde ortaya çıkan sera gazlarının başlıca kaynağı; gıda işleme, nakliye, dağıtım ve depolama ile gıda hazırlama ve atık bertarafıdır. Genel tarım ve gıda endüstrilerinin yıllık sera gazı salınımı oranının %15-30 olduğu tahmin edilmektedir.

Sonuç

Günümüzde tüketiciler her zamankinden daha fazla bilgiye ve yeni ürünlere daha fazla erişime sahiptir. Bu nedenle gıda tercihlerinde sağlık ve fonksiyonellik yanında çevresel sorunlara karşı karşıda güvenilir alternatiflerin tercih edilmesi beklenmektedir. Dolayısıyla gıda şirketlerinin de çevreye etkisini düşürmesi ve yeşil mutabakat süreçlerine uygum sağlaması gerekmektedir.

Kaynak

Drewnowski, A., Rehm, C.D., Martin, A., Verger, E.O., Voinnesson, M., Imbert, P. 2015. Energy and nutrient density of foods in relation to their carbon footprint. Am J Clin Nutr 2015;101:184–91 (link)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İletişim

Bizi arayın veya aşağıdaki formu doldurun, sizinle iletişime geçelim.